• Pakistan Savunma Bakanı Khavaja Asıf, ülkesinin nükleer kapasitesinin Suudi Arabistan ile kısa süre önce imzalanan stratejik karşılıklı savunma anlaşması kapsamında kullanılabileceğini söyledi. 
    1
    19 Eylül
    Başkent Riyad'da imzalanan anlaşmanın, iki ülke arasında savunma işbirliğini geliştirmeyi, herhangi bir saldırıya karşı ortak caydırıcılığı artırmayı hedeflediği belirtilmişti. 
    2
    19 Eylül
    Asıf, Müslüman ülkelerin bölgelerini ve halklarını birlikte savunmalarının temel bir hak olduğunu vurguladı. 
    3
    19 Eylül
    Anlaşmanın, herhangi bir ülkeye karşı olmadığını ve savunma amaçlı bir düzenleme olduğunun altını çizen Asıf, Pakistan veya Suudi Arabistan'a yönelik olası saldırılara birlikte yanıt verileceğini belirtti. 
    4
    19 Eylül
    Ortak Stratejik Savunma Anlaşması, Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman ile Pakistan Başbakanı Şahbaz Şerif tarafından 17 Eylül'de Riyad'da imzalanmıştı. 
    5
    19 Eylül

    Diğer konular

    İçerik konuları

  • Yanıt bulun

    Yazeka

    Arama sonuçlarına göre oluşturuldu

    Pakistan'ın nükleer silah programı, 1947 yılında İngiltere'nin Hindistan'dan çekilmesiyle başlayan siyasi istikrarsızlık ve güç mücadeleleri nedeniyle ortaya çıkmıştır 13.
    Programın başlamasında etkili olan bazı olaylar:
    • 1971 Savaşı: Doğu Pakistan'ın Bangladeş olarak bağımsızlığını kazanması, Pakistan'ın ulusal güvenlik algısını değiştirmiştir 13.
    • 1974'te Hindistan'ın nükleer testi: "Gülümseyen Buda" adlı test, Pakistan için bir tehdit olarak görülmüş ve nükleer silah geliştirme kararını pekiştirmiştir 135.
    Programın gelişiminde rol oynayan kişiler ve adımlar:
    • Başbakan Zülfikar Ali Butto: 1972'de bilim insanlarına nükleer bomba üretme hedefi koymuştur 15.
    • Dr. Abdul Kadir Han: 1975'te Hollanda'dan santrifüj teknolojisi bilgilerini getirerek zenginleştirilmiş uranyum üretimini sağlamıştır 135.
    Pakistan, 1998 yılında Chagai-I ve Chagai-II adlarıyla iki nükleer test gerçekleştirerek nükleer güç statüsünü ilan etmiştir 135.
    5 kaynak
    Nükleer silahların uluslararası güvenliğe etkileri:
    • Tehlike ve Tedirginlik: Nükleer silahlar, kullanımları yasaklayan hukuki düzenlemelerin bulunmaması nedeniyle uluslararası güvenlik açısından büyük bir tehdit oluşturur 2.
    • Silahlanma Yarışı: Nükleer silah sahibi ülke sayısındaki artış, yeni bir silahlanma yarışına yol açar ve bu durum, küresel güvenliği daha da tehdit eder 23.
    • Terör Riski: Nükleer silahların terör örgütlerinin eline geçme ihtimali, uluslararası toplumu en çok endişelendiren konulardan biridir 4.
    • Deterjanlık ve Prestij: Devletler, nükleer silahlara sahip olarak uluslararası arenada güç ve prestij kazanır, bu da silahlanma motivasyonunu artırır 23.
    • Asimetrik Tehditler: Nükleer silahlar, devlet dışı aktörler tarafından gerçekleştirilen asimetrik tehditlerin artmasına neden olabilir 4.
    Bazı uluslararası anlaşmalar:
    • NPT (Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Antlaşması), nükleer silahsızlanma sürecinde önemli bir adımdır ancak tam anlamıyla bir silahsızlanma sağlanamamıştır 3.
    • Uluslararası Adalet Divanı'nın 1996 tarihli Danışma Görüşü, nükleer silahların kullanımının uluslararası hukuk kurallarına aykırı olduğunu belirtir 25.
    5 kaynak
    Suudi Arabistan ile Pakistan arasındaki savunma işbirliği, 17 Eylül 2025 tarihinde Riyad'da imzalanan Ortak Stratejik Savunma Anlaşması ile resmiyet kazanmıştır 125.
    Anlaşmanın bazı maddeleri:
    • Ortak caydırıcılık: Taraflardan birine yapılacak saldırı, diğerine yapılmış sayılacaktır 123.
    • İşbirliği alanları: Ortak tatbikatların genişletilmesi, savunma sanayinde işbirliği, modern askeri teknolojilerde bilgi ve deneyim paylaşımı 23.
    İki ülke arasındaki savunma işbirliğinin geçmişi 1980'lere dayanmakta olup, 2000'li yıllardan itibaren Al-Samsam serisi dahil olmak üzere çeşitli saha tatbikatları gerçekleştirilmiştir 3.
    Suudi Arabistan, bu anlaşma ile Körfez'de stratejik derinlik kazanmayı ve ABD'ye olan bağımlılığını azaltmayı hedeflemektedir 2. Pakistan ise ekonomik ve siyasi destek elde etmeyi, nükleer gücünü pekiştirmeyi ve Hindistan ile İsrail'e karşı elini güçlendirmeyi amaçlamaktadır 2.
    5 kaynak
    Müslüman ülkeler arasında savunma anlaşmalarının önemli olmasının bazı nedenleri:
    • Bölgesel ve küresel güvenlik: Bu anlaşmalar, barış ve istikrarı teşvik eder 14.
    • Ortak caydırıcılık: Bir ülkeye yönelik saldırı, diğer ülkeler tarafından da saldırı olarak kabul edilir, bu da caydırıcı bir etki yaratır 123.
    • Ekonomik ve teknolojik işbirliği: Savunma anlaşmaları, özellikle nükleer teknoloji alanında, ekonomik istikrarı destekler ve savunma sanayi kapasitesini artırır 45.
    • ABD'ye olan bağımlılığın azalması: Bazı ülkeler, güvenlik garantileri için ABD'ye olan bağımlılıklarını azaltarak, alternatif ittifaklar kurar 25.
    Ancak, bu tür anlaşmalar aynı zamanda nükleer yayılma riskleri ve uluslararası yaptırımlar gibi belirsizlikler de taşır 4.
    5 kaynak
    Pakistan'ın bölgesel güvenlik politikaları şu şekilde özetlenebilir:
    • Nükleer caydırıcılık: Pakistan, Hindistan'a karşı "ilk kullanım opsiyonu" politikasını benimseyerek, Hindistan'ın konvansiyonel veya nükleer bir saldırısı durumunda misilleme yapmadan önce nükleer silah kullanma hakkını saklı tutar 1.
    • Keşmir sorunu: Pakistan, Hindistan ile arasındaki Keşmir anlaşmazlığını bir güvenlik sorunu olarak görür ve bu konuda açık şekilde Pakistan tezlerine destek arar 25.
    • İran ile ilişkiler: İran'ın Şiileştirme faaliyetleri ve Belucistan'daki ayrılıkçı hareketler, Pakistan'ın güvenlik kaygılarını artırır 3.
    • Stratejik işbirlikleri: Türkiye ve Azerbaycan ile yapılan savunma ve enerji alanındaki işbirlikleri, bölgesel güvenliği artırmayı hedefler 2.
    Pakistan, aynı zamanda kendi iç güvenliğini sağlamak için ekonomik güvenliği merkeze alan bir "Ulusal Güvenlik Politikası" uygulamakta ve bu kapsamda yumuşak güç ile askeri gücü birlikte kullanmaktadır 4.
    5 kaynak